Güncel
İsmail Kılıçarslan, Ersin Çelik’in vefat eden kızı Ecrin'in ardından yazdı...
İsmail Kılıçarslan: Bu satırları bir sarılma, bir kucaklaşma, bir birlikte ağlama olarak kabul edersin diye umut ediyorum.
Yeni Åžafak Gazetesi Ä°nternet Yazı Ä°ÅŸleri Müdürü Ersin Çelik’in 7 yaşındaki kızı Ecrin Çelik, Sakarya’da meydana gelen trafik kazası sonrasında tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetmiÅŸti.
Geri gelen bir aracın çarpması sonucu hayatını kaybeden Ecrin Çelik’in cenazesi Kocaeli’de topraÄŸa verildi.
Bu acı olay medya dünyasında büyük üzüntüye neden olurken, Ersin Çelik’in dostlarından Yeni Åžafak yazarı Ä°smail Kılıçarslan bugün duygusal bir yazı kaleme aldı.
"Bu satırları bir sarılma, bir kucaklaşma, bir birlikte ağlama olarak kabul edersin diye umut ediyorum." diyen Kılıçarslan'ın yazısının başlığı "Ah be" idi...
İşte o köşe yazısı;
- Ah be
Faruk Yücel’i hatırlıyorsun deÄŸil mi Ersin reis? Benimki de soru. Bu deli fiÅŸek delikanlıyı nasıl unutabilir ki insan? Dünya kupasında Trinidad ve Tobago isimli ülkenin sadece Trinidad kısmını tutan, BeÅŸiktaÅŸ tribününden mezun, dokunduÄŸu her ÅŸeyi güzelleÅŸtiren bu delikanlıyı niçin unutalım ki zaten?
Dur bakayım ne demiÅŸti en son: ‘Ä°smail abi, deÄŸerlerimde beklenmedik bir artış oldu. Ä°zmir’de bir uzman var, ona görünmeye gidiyorum, yoldayım.’
Ä°lk kim aramıştı? Hatırladım. Yusuf ArmaÄŸan. Ben onun telefonlarını açmam bazen. Açmadım. Hemen ardından sen aradın. Sen de arayınca anladım tabii. Sanki telefonunu açmazsam Faruk yaÅŸayacakmış gibi geldi. Açmadım. Ama hemen ardından Ali AdakoÄŸlu aradı ve bu sefer telefonu ‘abi yoksa’ diyerek açtım. BaÄŸlarbaşı’na geçerken taksici ‘abi çok mu severdin?’ diye sordu. ‘Çok severdim’ dedim hıçkırıklarımın arasından.
69901
Zihnimi zorluyorum ama o geceyi nasıl geçirdiÄŸimizi hatırlamıyorum. Sen var mıydın o masada? Kimler vardı? Ne konuÅŸmuÅŸtuk Faruk’un ardından? ‘Ah be’yi ilk kim söylemiÅŸti?
Çengelköy’e ‘dinlen iÅŸte burada’ diye defnederken sarıldık mıydı birbirimize? Sarılmışızdır. KonuÅŸmamışızdır ama. Seninle o çeÅŸit bir arkadaÅŸlığımız var bizim. Sarılınca konuÅŸmaya gerek bırakmayan.
Åžimdi sorsam bunu inkar edersin ama 5-6 yıl önce Mustafa Çelik abiye gidip ‘Ä°smail abinin ekonomik durumu çok kötüymüş. O derdini çok kimseye anlatamaz. Bir ÅŸey yapsan iyi olur’ diyenin sen olduÄŸunu biliyorum. Mustafa abinin kendisi anlatmış ve ‘hakiki dost arıyorsan o Ersin’dir’ demiÅŸti o bahsin son cümlesi olarak.
Sonra araya neler neler girdi. Ben hemen herkese küstüm temel bir gerekçeyle. ‘Küsmek’ demeyelim aslında, ‘kırılmak’ diyelim ona. Bir köşede unutulmuÅŸ olmayı dileyerek yaÅŸamaya baÅŸladım. Beni düzenli olarak arayıp ‘iyisin deÄŸil mi abi?’ diyen üç beÅŸ adamdan biriydin. Zaten o telefonların birinde de ‘abi Yeni Åžafak’ın internet sitesinde yazar mısın?’ diye sordun bana.
Åžimdi sorsam bunu da inkar edersin ama ben internette yazmaya baÅŸlar baÅŸlamaz elinde okunma raporlarıyla Karagül aÄŸabeye gittiÄŸini, ‘bu adamın yazılarını gazeteye alalım’ dediÄŸini de biliyorum. Yine de ‘Esma’nın gözleri’ne kadar devam etmiÅŸti bekleyiÅŸ.
Ne anlatıyorum ben? Vallahi de bilmiyorum, billahi de bilmiyorum Ersin reis.
Yavuz’la Sırbistan’ın NiÅŸ’inde bir telefoncudaydık. Yusuf dışarıda bir bankta oturuyordu. Ä°ÅŸimizi halletmeye çalışırken Tarık aradı Yavuz’u. Açmadık. Beni de Abdurrahim aradı o esnada. Açmadık. ‘Çıkınca’ dedik.
Çıkınca Yusuf büyük bir ÅŸaÅŸkınlıkla ‘Ersin’in kızı vefat etmiÅŸ’ dedi. Senin kızın olduÄŸunu elbette anladık ama ikimiz de ‘hangi Ersin’in?’ diye sorduk. BaÅŸka Ersin’in de kızı ölmesindi elbette ama seninki hiç ölmesindi. Çünkü sen, ‘kızlar’ dediÄŸinde senin nasıl biri olduÄŸunu çok iyi bilirdik. Nasıl tatlı bir baba olduÄŸunu çok iyi bilirdik.
Her baba tatlıdır elbette. Senin babalığın başka tatlıydı. İkizlere de çok düşkündün ama Ecrin ilk göz ağrındı.
Hayatımda ilk kez 220 bastım Ersin reis. YetiÅŸemedik yine de o uçaÄŸa. ‘Sabah uçağına binsek’ dedik ama bu sefer de cenazeye yetiÅŸemeyecektik. Kalakaldık Belgrad çölünde. Sonsuz bir ıssızlıkta dillerimiz kıpır kıpır okuduk sadece. Ecrin’e de okuduk ama o zaten meleklerle sek sek oynuyordur ÅŸimdi. Biz asıl sana okuduk ne okuduysak. ‘Sabır’ dedik, ‘vade’ dedik, ‘çok zor’ dedik...
Dostluğunu andık en çok. Babalığını.
Kardeşim, reisim, dert dinleyenim, iş çözenim, vefakarım, iki gözüm Ersin. Bu satırları bir sarılma, bir kucaklaşma, bir birlikte ağlama olarak kabul edersin diye umut ediyorum. Yanında olamamanın bir telafisi olarak kabul edersin diye umut ediyorum.
Rabbim vakti gelince sizi cennetinin en güzel köşkünde kavuştursun da hiç ayrılmayın inşallah.
Nasıldı Faruk için yaptığımız o sayının kapağı: Ah be
Henüz yorum yapılmamış.